İlk Adımını 35’inde Attı!

Doğduğunda geçirdiği çocuk felci nedeniyle yürüme yetisini yitiren 35 yaşındaki Casim Muhammed Ahmet, Tarsus ilçesinde gördüğü tedavi sayesinde yürümeye başladı.

Tarsus’ta özel bir hastanede 35 yaşındaki Casim Muhammed Ahmet’i tedavi eden ortopedi hastalıkları uzmanı doktor Ömer Sayar, yaptığı açıklamada, ülkesinde gördüğü tedaviden sonuç alamayan hastanın, yaklaşık 2 ay önce hastanelerine başvurduğunu söyledi.

Muayene ettikleri hastanın yürüme ihtimali bulunduğunu belirlediklerini anlatan Sayar, “Kalça ve dizlerinden ameliyat edip, tendon transferi yaptık. Hayatında hiç yürümemiş olan Casim Muhammed Ahmet, operasyonun ardından ilk adımlarını atmanın sevincini yaşadı” dedi.

Ahmet de Irak’taki doktorların, tedavisinin mümkün olmadığını söylediğinde hayata küstüğünü vurgulayarak, “Yaşadığım yürüme sevincini nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Allah’a binlerce şükürler olsun. Bu mutluluğu yaşadım” dedi.

BoyzZkVIMAA3ZRo

Hastane Odasında Nikah Kıyıldı!

Adana’da hastalığı dolayısıyla kızının düğün törenine katılamayacak olan baba, nikah töreninin hastanede olmasını istedi. Babanın isteği üzerine çiftin nikahı hastanede dünyaevine girdi.

Adana’nın Ceyhan ilçesinde iş adamı olan Kadir Akyol (51) Döndü Akyol (48) ile yaklaşık 30 yıl önce hayatlarını birleştirdi. Bu evlilikten Dilek Akyol (26) ismini verdiği bir kız çocukları oldu. Tek çocukları okuyup büyüdükten sonra babasının şirketinde çalışmaya başladı. Bu arada Dilek Akyol, gönlünü elektrik mühendisi Caner Kılıç’a (28) kaptırdı. Birbirini seven gençler, yaklaşık 10 ay önce sade bir törenle nişanlandı. Nişanladıktan hemen sonra aile 28 Mayıs 2014 tarihine nikah ve düğün için gün aldı. Ancak çift nişanlandıktan kısa bir süre sonra baba Kadir Akyol rahatsızlandı. Acıbadem Adana Hastanesi’ne gelen Akyol’a pankreas kanseri teşhisi konuldu. Akyol, Adana ve Ankara’daki hastanelerde bir süre tedavi gördü ancak durumu kötüye gitti.

Öte yandan, düğün günü kararı önceden alındığı için aile hazırlıklara başladı. Her şey tamamlandı ancak düğünden bir gün önce fenalaşan Akyol, hastaneye kaldırıldı. Yürüyemez duruma gelen baba kızını yanına çağırarak, 28 Mayıs’ta gelinlik giyip nişanlısıyla birlikte hastaneye gelmesini istedi ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün nikahı hastanede kıyacağını söyledi. Bunun üzerine aile düğünü iptal edip hastanede sade bir nikah töreni yapma kararı aldı.

Dün saat 17:30’da gelin ve damat, Acıbadem Adana Hastanesi’ne geldi. Damat, gelinin kapısını açıp koluna girerek hastaneye girdi. Gelin Akyol, hastaneye girerken yakınları onları alkışladı. Gelin bir süre sonra hastanede annesiyle birlikte gözyaşlarına boğuldu. Gelin daha sonra da babasının yattığı 6. kata çıktı. Hastane koridorları bu kez hasta yakınlarıyla değil, nikah törenine gelen davetlilerle doldu taştı. Dilek Akyol, odasına girdiği babasını sevip, “Baba tıraş olmuşsun, çok yakışıklısın” dedi. Bir süre babasının odasında kalıp onunla hasret gideren gelin müstakbel eşiyle nikahın kıyılacağı odaya geçti. Bir süre sonra Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve eşi Zeynep Sözlü de hastanedeki nikahın kıyılacağı odaya geldi. Başkanın gelmesinin ardından baba Akyol hasta yatağından sandalyeye oturtularak odaya getirildi. Şahitlerinde gelmesiyle Başkan Sözlü gelin ve damadın nikahını kıydı.

Sözlü, evlilik cüzdanını geline verirken aile kurumu ile ilgili çiftlere öğütlerde bulunup, ailenin çok önemli bir kurum olduğunu bugün çok önemli ve güzel bir güne şahit olduğunu belirterek, “16 yıllık belediye başkanlık hayatımda özel bir durumdan dolayı ilk kez hastane odasında nikah kıyıyorum” dedi.Daha sonra damat, gelinin duvağını açarak alnından öptü. Odada bulunanlar gelin ve damadı alkışladı. Gelin, söylenecek fazla bir şey olmadığını belirterek, “Böyle olması gerekiyordu, babamın istediği üzerine nikahı burada yaptık” dedi.

fft261_mf3239810

Schengen Vizesi’ne 140 Milyon Avro Ödemişiz

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı Õmer Cihad Vardan, Türk vatandaşlarının son dört yılda Schengen vizesi için toplam 140 milyon euro ödemek zorunda kaldıklarına dikkat çekti.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve İKV işbirliğinde düzenlenen “Türk Vatandaşları İçin Vizesiz Dolaşım: Geri Kabul ve Sonrası” konulu panelin açılış konuşmasını yapan Vardan, Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasının, Türkiye-AB bütünleşmesinin ötesinde Avrupa bütünleşmesinin de ruhuna aykırı olduğunu savundu.

Türk vatandaşlarının, 2012 yılında Schengen vizesine en çok para ödeyen ülkeler sıralamasında 5. sırada yer aldığını vurgulayan Vardan, şunları söyledi:

“Avrupa Komisyonu verilerine göre Türk vatandaşları sadece 2009-2012 yılları arasında 4 yılda, kısa süreli C tipi Schengen Vizesi başvurularına 140 milyon avro para ödedi. Bu, sadece standart Schengen vize ücreti için ödenen rakam. Bir de aracı kurum, postalama, randevu alma için ödenen var. Bunları da hesaba kattığınızda bu rakam en az 2,5-3 kat daha artmakta. Bu uygulamanın 1980 yılından bu yana sürdüğünü düşündüğümüzde, 34 yıllık hesabı siz yapın. Dolayısıyla vizeye ilişkin üstlenilen bu maddi ve manevi yük, Türk toplumunda, ‘ayrımcılığa uğruyoruz’ algısını körüklüyor ve sadece bu yüzden sürece desteği azaltıyor.”

Vardan, gelinen noktada, iş dünyasının bir temsilcisi olarak arzularını, “sürecin adil şekilde işletilmesi”, “daha önce Batı Balkan ülkeleri için sergilenen bütüncül ve istekli yaklaşımın Türkiye için de benimsenmesi”, “sürecin en hızlı şekilde tarafların etkin işbirliği ile sonuçlandırılması” ve “vize muafiyetinin gerçekleşmesi” olarak sıraladı.

MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Murat Kalsın da konuşmasında, AB’nin elde ettiği standartlar ve gelişmişlik seviyelerinin Türkiye için bir fırsat olduğunu söyledi ve ekledi:

“Tüm bu kanaatler eşliğinde serbest dolaşım sorununun çözüme kavuşturulmasında takvimin erkene alınması sevindiricidir. Ancak şunun da altını özenle çizmeliyim ki, sürecin hızla sonuca ulaşması en büyük temennimizdir.”

Açılış konuşmalarından sonra İKV Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu’nun moderatörlüğünde devam eden panel, Stability Initiative Yönetim Kurulu Başkanı Gerauld Knaus, European Stability Initiative Kıdemli Araştırmacısı Alexandra Stiglmayer, Uluslararası Nakliyeciler Derneği İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ve İKV Genel Sekreter Yardımcısı ve Araştırma Müdürü Melih Õzsöz’ün sunumlarının ardından sona erdi.

157258150093322472.jpg_jsessionid_9B192C04927E24430B0468F913A843BA

Dilencilik Norveç’te Yasaklanıyor!

Norveç  hukümeti ülkede dilenciliği yasaklamaya hazırlanıyor. Son zamanlarda ülke gündemini meşgul eden konu tartışmalara neden oldu.

İktidardaki Sağ Parti (H), iktidarın küçük ortağı İlerleme Partisi (Frp), Merkez Parti (Sp) ve Norveç polisi dilenciliğin ülke genelinde yasaklanmasını istediğini duyurdu. Ancak Sol (V) kanat ve Hristiyan Halk Partisi’yse (Krf), dilenciliğe yasak getirilmesine karşı olan partiler arasında yer alıyor.

Ülkedeki göçmen kökenlilere yönelik sert çıkışlarıyla gündeme gelen İlerleme Partisi’nden Siv Jensen, “Yeter artık! Bütün Romen çingenelerini bir otobüse doldurup, ülkeden gönderilmeli.’’ şeklindeki ifadelerine, birçok politikacı ve bakan sert tepki göstermişti.

beggar-cup

HALKIN YÜZDE 78’İ YASAĞI DESTEKLİYOR

Ipsos MMI isimli bir araştırma şirketinin konuyla ilgili yaptığı bir araştırma sonucuna göre, halkın yüzde 78’inin dilenciliğe yasak getirilmesinden yana olduğu ortaya çıktı. Oslo Belediye Başkanı Fabian Stang ise, Doğu Avrupa’dan gelen dilencilerin, ikamet ettikleri ülkelerde yardım görmesi gerektiğini savunarak, “Bu mesele için en güzel çözüm, dilenciliğe yasak getirmektir.’’ diye konuşmuştu. Diğer taraftan Stang, ısrarla hükümetin, bu tür insanlara bulundukları yerlerde yardım etmesi gerektiğini belirtmişti.

Ülke polisi, dilenciliğin yasak getirilmesine ilişkin yetkinin belediyelere verilmesi meselesini oldukça zayıf bir yaptırım olarak nitelendiriyor. Bundan dolayı güvenlik yetkilileri, dilenciliğin tüm ülkede yasaklanması konusunda ısrar ediyor.

Noveç’te daha önce de dilencilikle geçinen Romenlere dair bir ilk bir yaşanmıştı. Çocuklarını zorla dilendiren 4 çocuklu 34 yaşındaki bir Romen baba, Norveç’in Larvik şehrinde suçüstü yakalanarak 1 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

images

Engelli Kaldırımında Dev Engel!

Samsun’da yeni yapılan kaldırım görenleri şaşırtıyor.

İlkadım ilçesi Kılıçdede Mahallesi Cumhuriyet Caddesi Samsun Adliye Sarayı karşısındaki yeni yapılan kaldırımın tam ortasında dev çınar ağacı bulunuyor. Dev çınar ağacının gövdesi kaldırımın tamamını kapatıyor. Çınar ağacı dikkate alınmadan yapılan kaldırım, görenlerin dikkatini çekiyor.

Ortasında görme engelli  yürüyüş bandı bulunan kaldırım, çınar ağacına gelince bitiyor. Yan tarafta yeşil alan bulunmasına rağmen buradan verilmeyen kaldırım, özürlüler için de tehlike oluşturuyor. Vatandaşların “Özürlü kaldırım” dediği kaldırımın çınar ağacı dikkate alınmadan yapılması şaşkınlıkla karşılanıyor.

“Görme özürlü vatandaş buradan yürürken ağaca çarpar” diyen Osman Demir (45) adlı vatandaş, kaldırımın ağacın deniz tarafındaki yeşil alandan geçirilmesi gerektiğini söyledi.

5319a11089ec47853

engelli-kaldirimi1

 

Horoz, Kurt, Tilki Olur Hayvansever Soyadı

Rize’nin İkizdere ilçesi Meşeköy Köyü’nde ‘av yasaktır’ tabelaları ile donattıkları köyde yıllardır yaban hayatı ile iç içe yaşayan köylülerin hayvan sevgisi soyadlarına da yansıdı. Köyde yaşayanların yüzde 80’inin soyadı Horoz, Kurt ve Tilki’den oluşuyor.

İlçeye 28 kilometre uzaklıktaki yaklaşık 300 nüfuslu Meşeköy Köyü’nde nüfusun yüzde 80’ine yakınının soyadları Horoz, Kurt ve Tilki adlı hayvan isimlerinden oluşuyor. Köy muhtarlığı aldığı kararla yıllardır köyde ve çevresinde av yasağı uygulaması sürdürüyor. Hayvansever olarak bilinen köyün dört bir tarafında da av yasağı tabelaları bulunuyor. Tabelalarda ‘kesinlikle her türlü kara avı yasaktır’, ‘yaban tavuğu ve horoz avı yasaktır’, ‘kesinlikle balık avlamak yasaktır’ uyarıları dikkat çekiyor. Köyün yakınlarına kadar inerek dolaşan yaban hayvanları da rahatsız edilmeden uzaktan izleniyor. Son olarak köyün üst kısmına kadar inen bir dağ keçisi çevrede bir süre dolaştıktan sonra gözden kayboldu.

47950_44039_28052014124845_3

Köy sakinlerinden Ahmet Tilki; Kurt, Horoz ve Tilki adlı üç hayvan isminin köyde yaşayanların yüzde 80’inin soyadlarını oluşturduğunu belirterek “Hayvanseverliğimizden dolayı bu soyadlarını aldık. Köyümüzde de av yasağı var. Köyümüzün çevresinde geyik, yaban keçisi, yaban tavuğu bulunuyor. Bunların avlanmasını yasakladık” dedi. Köylülerden Şemsi Kurt, “Dağlarda çok gezdiğimiz için bizim ailemize Kurt derlerdi. O nedenle biz de Kurt soyadını almışız” diye konuştu.

280520141245272046191_2

Vali Mutlu’dan Olay Tweet!

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, dün gece saat 02.00’de yazdığı Tweetl mesajı ile sanal alemi salladı.

Popüler mikro-blog  Twitter’daki hesap kutucuğuna:

”Dut ağacından oklava,darı unundan baklava olmaz..”

yazan Vali Mutlu’ya kısa süre zarfında takipçilerinden çok sayıda yanıt verildi.

140620131121316199105
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu…

 

1

‘Tesettür Duvarı’ İki Oteli Birbirine Düşürdü

Muğla’da denize sıfır konumda bulunan ve muhafazakar müşterilere hizmet verecek bir otelin sahipleri havuza giren müşterilerini diğer otelde kalanların görmesini engellemek için araya 6 metre yüksekliğinde demir konstrüksiyon yaptırarak üzerini brandayla kapattı. Diğer otelin sahibi Bozkurt Uslu, komşu otelin uyarılara aldırmaması üzerine belediyeyi arayarak aradaki brandayı söktürdü.

Kocaeli’de Atatürkçü Düşünce Derneği’nin başkanlığı yapan ve geçen dönem CHP’den Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı olan Bozkurt Uslu’nun başı komşu otelle derde girdi. Marmaris’e 20 kilometre uzaklıktaki Turunç’ta 30 yıldan bu yana Barbaros Beach Hotel’i işleten Bozkurt Uslu her şeyin 4 ay önce başladığını belirterek şöyle dedi:

“Yanımızdaki otel 3-4 ay önce el değiştirdi. Önceki sahipleriyle iyi ilişkiler içindeydik, iyi komşuyduk. otellerimiz arasında 3 metrelik mesafe var. İki otel arasına yüksekliği 6 metreyi geçen bir demir konstrüksiyon yaptırmaları otelimizin orman manzarasını kapattı. Nedenini sorduğumuzda müşterilerinin dışarıdan gözükmemesi gerektiğini söylediler. Turunç halkı şaşkın. Kendilerini insanlık namına defalarca uyardık. Bir netice alamayınca belediyeden yardım istedik ve brandayı 10 gün sonra kaldırtabildik.”

REZERVASYON İPTALLERİ BAŞLAMIŞTI

Bozkurt Uslu, otelde kalan müşterilerinin şikayetlerinin İngiltere’ye kadar ulaştığını da belirterek, şunları anlattı:

“Müşterilerimiz bu durumu önce bana, sonra Marmaris’teki acenteye hatta İngiltere’ye şikayet etti. Bir sonraki sözleşmelerim iptal olmak üzereydi. Bizim plajımızda da insanlar birbirine saygılı olarak ister, mayo ister, haşema ile denize girerler. Benim hiçbir müşterim o otelin havuzundakilere bakmaz. Bu çok üzücü bir durum. Yapılan insanlığa, komşuluğa ve ekmeğe saygılı değil. Araya ağaç dikip büyümesini beklemekten bile söz ettiler. Kendi alanları içlerinde kalmak şartıyla bize zarar vermeden başka yöntemler kullanabilirlerdi.”

Henüz ismi belirlenmeyen fakat tesettür oteller listesinde yer alan yeni otelin yetkilileri DHA muhabirinin görüşme istemini kabul etmedi, “Açıklama yapma hakkımızı kullanmıyoruz” diye yanıt verdi. Otel ve çevresinde de çekim yapılmasına da izin verilmedi.

-tesettur-duvari-iki-oteli-birbirine-dusurdu-4416222