‘Cin Çıkartma’ Seansında Canı Çıktı

‘Cin Çıkartma'(!) Seansında Genç Kadınının Canı Çıktı (Öldü)

Ankara’nın Keçiören ilçesinde psikolojik sorunları nedeniyle sözde hocanın yönlendirmesi ile cin çıkartma seansı uygulanarak eşi S.T. tarafından sırtına 100 kez oklava ile vurulup, hacamat yapılan Ö. N. T. (30), hayatını kaybetti. Olayla ilgili gözaltına alınıp, adli kontrolle serbest bırakılan şüphelilerden eşi S.T. hakkında ‘Eşe karşı kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma’, babası C. E., annesi H. E., kayınvalidesi Z. T., hacamat yapan S.Ö. ile sözde hoca E.K. hakkında ise ‘Suça iştirak etmek’ten 18 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

100 Oklavalık Hacamat!

Ankara’nın Keçiören ilçesinde, psikolojik sorunları nedeniyle sözde hocanın yönlendirmesi ile ‘cin çıkartma’ seansı uygulanarak eşi S.T. tarafından sırtına 100 kez oklava ile vurulup hacamat yapılan Ö. N. T. (30) (solda) hayatını kaybetti.

Ölümü Şüpheli Bulundu

Kurban kesimi sırasında fenalaşan 30 yaşındaki Ö. N. T. (30), kaldırıldığı Yenimahalle Onkoloji Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Ö. N. T.’in ölümünün şüpheli bulunması üzerine polis savcılığa bilgi verdi. Ölü muayene tutanağında sırt ve kollarında morluklar ile hacamat kesiklerini andıran yaralar tespit edilmesi üzerine savcılık soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan S.T., 8 ay önce evlendiği Ö. N. T.’nin ilk eşinden bir çocuğu olduğunu, evliliklerinin 6. ayından itibaren sorun yaşamaya başladıklarını söyledi. S. T., kendi ailesi ve eşinin ailesine durumu anlattığını, annesinin bir tanıdığı aracılığıyla Kayseri’de bulunan sözde hoca E. K.’ye ulaşıldığını ifade etti.

Eski siyasilerden Hasan Mezarcı da kendisini “Mesih” ilan etmişti…

Telefonda Dua Okudu, Eşim Rahatladı…’

Telefonla aranan cinci hocanın, “Eşine cinler musallat olmuş. Dediklerimi yaparsanız eşini kurtarırım.” dediğini belirterek, “Önce telefondan dua okudu, eşim rahatladı. Ancak bir süre sonra rahatsızlanınca tekrar aradım, ‘Önce eşine 1 kurban keseceksin’ dedi. Sonra sırtına çok hafif şekilde 100 sefer oklava ile vurmamı ve ardından vücudundaki pis kanın temizlenmesi için hacamat yaptırmamız gerektiğini söyledi. Daha sonra da 23 gün kefaret orucu tutmasını istedi. Ben eşimin sırtına, baldır kısmına oklava ile 100 sefer çok hafif hafif ancak biraz hissedilebilecek bir şekilde dua okuyarak çok hafifçe vurdum. Eşimin ailesi ve benim ailem de odada bulunuyordu. Bu esnada ‘Cin çık, cin çık’ diye hep beraber söyledik. Akabinde Sevim Özbaş adlı kişiyi eve getirip hacamat tedavisi yaptırdım. Hacamat sırasında da odada kadınlar vardı. Bu tedavinin ardından eşim çok rahat bir şekilde uyudu. Ancak ertesi sabah tekrar rahatsızlandı.” dedi.

Kurban Kes Ki Eşin Rahatlasın

Bir gün sonra E. K.’ı tekrar aradığını belirten S.T., “Kurban kesersen eşin rahatlar.‘ dedi. Biz de kurban kesmek için eşimin anne babası ile kurban kesme alanına gittik. Eşim kurban kesmeye giderken oruçluydu. Kurban kestiğimiz sırada eşim rahatsızlandı ve bayıldı. Tekrar aradığım hoca, ‘Bir kurban daha keserseniz eşin kendine gelir.’ dedi. Dediğini yaptık ve 2’nci kurbanı da kestik; ancak eşim kendine gelmedi. Bunun üzerine hastaneye götürdük; ancak hastaneye gittiğimizde öldüğünü söylediler. İnanamadık!” açıklamasında bulundu.

Adli̇ Kontrolle Serbest Bırakıldılar

6 kişi, işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi. Savcılık genç kadının eşi S.T. ve diğer 5 kişiyi tutuklanmaları talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk etti. Şüpheliler, adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı. Soruşturmayı tamamlayan savcılık S.T. hakkında ‘Eşe karşı kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma’, 5 kişi hakkında da ‘Suça iştirak etme’ suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenledi. İddianame, Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek dava açıldı.

“The Exorcist”i Anımsattı…

Batı dünyasında daha çok “Şeytan Çıkarma” olarak geçen cin vakaları, Şeytan Çıkarma ayini şeklinde “The Exorcist” filmine de konu olmuştu.

“Cinci Hoca”, İstismarcı Hoca Olmasın?

Efsun(büyü) ve sihir işleriyle uğraşan kişilere verilen lâkap olan “Cinci Hoca”lık, bu konuda oluşan ihtiyaç sonucu, uzman olduğunu iddia eden gerçek ya da sahte kişileri yaygın bir şöhrete kavuşturuyor. Etkili dualar okuyarak, mânevî rahatlatma sağlayan ve olumsuzluğu yok edenler baş tacı ancak ya konumlarını istismar edenler? Bakınız:

Vatandaşlarından Dışkılarını Gübre Yapmalarını İstedi

Kuzey Kore, füzeleri ateşlemek kadar gübre üretimine de önem veriyor ve bu gübrenin insan ya da hayvandan mı gelmesinin önemi yok. Çin’den gelen gübrelerin azalması nedeniyle Kuzey Kore vatandaşlarından kendi dışkılarını gübre olarak kullanması çağrısında bulunuldu…

“Dışkını Gübre Olarak Kullan!”

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un, en son yaklaşık 20 kg kaybettiği ileri sürülmüştü.

“İnsani Gübre” İçin Talimat

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un COVID-19 pandemisinin başlangıcında sınırları kapatmasının ardından Çin’den gübre gelmesi neredeyse durduğundan, görev son iki yılda kriz seviyesine ulaştı. Ardından geçen Mart ayında Kuzey, ABD ve BM yaptırımlarına son verilmesini talep ederken Güney Kore’den gelen bağışları reddetti. Ülke genelinde Çin ile yaşanan anlaşmazlık nedeniyle gübre sorunu yaşayan Kim Jong Un’dan Kuzey Kore vatandaşlarına flaş bir çağrı geldi. Çağrıda ülkedeki gübre azlığı nedeniyle kendi dışkılarını gübre olarak kullanmaları istendi…

Evsel Gübre Üretimi Özendiriliyor

Tarımsal gübrelerini uzun yıllardır Çin’den sağlayan Kuzey Kore, vatandaşlarını ev yapımı gübre kullanımı yapmaya teşvik ediyor. Konuya ilişkin yetkililer 10 günlük bir süreç başlatırken insan dışkısından gübre üretimi konusunda vatandaşlara çağrıda bulunuyor.

Yeni Gübre Kaynağı: İnsan!

Uzmanlar “Sonunda, çiftçilikte gereken gübre üretme yükü sıradan insanlara kaldı. Hayvanlar artık rahatladı.” ifadelerini kullandı. Ayrıca belli bir kotayı dolduran vatandaşların, dışkılarıyla ticaret yapabilmesine de izin verileceği duyuruldu.

Babasının ani ölümüyle kendisini bir anda Kuzey Kore’nin lideri olarak bulan farklı lider Kim Jong Un, Batı medyasının Kuzey Kore’nin insan hakları siciline ilişkin sorularını doğrudan yanıtlamaktan kaçınıyor.

Kuyumcu “Hırsız” Kiralarsa…

Altın, ülkemizde piyasalarda tasarruf emtiası olarak öne çıkan popüler bir yatırım aracı.

Kendini Soydurmak İçin Özel Hırsız Kiraladı

Türkiye’de akıllara durgunluk veren bir olay yaşanmadığı gün yok gibi. Hayır, hayır sabahları TV’de yayınlanan kadın programlarını kast etmiyoruz. Dükkânının soydurmak için parayla hırsız tutan bir kuyumcudan bahsediyoruz. İnanılmaz değil mi? Öyle ancak sahiden oldu bu olay…

İstanbul-Küçükçekmece’de yaşanan olay, duyanlara “Pes!” dedirtti…

Akıl Almaz Borç Ödeme Planı

İstanbul-Küçükçekmece’de borçlarını ödeyebilmek için akıl almaz bir plan yapan kuyumcu, 40 bin TL karşılığında anlaştığı kiralık soyguncuya dükkanındaki 700 bin liralık emanet altınları çaldırdı. Küçükçekmece Kanarya Mahallesi’nde kuyumculuk yapan U. Ş.(31), 24 Aralık 2021 günü polisi arayarak gaspa uğradığını, maskeli bir kişinin bıçak tehdidiyle bütün altınlarını çaldığını söyledi. Olay yerine giden Asayiş Şube Gasp Büro Amirliği ekipleri, kuyumcunun ifadesini aldıktan sonra güvenlik kameralarını inceledi.

Hırsız Da Soyarken Soyuldu

Soygun sırasında kuyumcunun dalga geçercesine son derece rahat tavırlar sergilediğini fark eden ekipler durumdan şüphelendi. Kamera görüntülerinden kimliği tespit edilen gaspçı H. A., düzenlenen operasyonla yakalandı. H. A.’nın polis sorgusu şüpheleri haklı çıkardı. Kuyumcu U.Ş. ile birlikte soygun için plan yaptıklarını anlatan H. A.:
“Beni soygun için özel olarak kiraladı. Yaparsam karşılığında 40.000 TL vereceğini söyledi ama onu da vermedi! Soyarken soyuldum dedem yalan olmaz hani. Aslında ben hırsız değil mağdurum. Çünkü ben de soyuldum!” dedi.

Borçlarını 700.000 TL’lik Altınları Eriterek Ödedi

Gaspçının itirafı üzerine kuyumcu U. Ş. de gözaltına alındı. U. Ş.’nin çalınan yaklaşık 700.000 TL değerindeki altınları eriterek borçlarını ödediği tespit edildi. Emniyetteki sorgularının ardından adliyeye çıkarılan U. Ş. ve H. A. tutuklanarak cezaevine gönderildi.

ABD’nin İlk Türk Belediye Başkanı Şimdi De New Jersey Bölge Başkanı

Türkler tarih boyunca dünya genelinde büyük çığırlar açmış, Doğu’da ve Batı’da görkemli işlere imza atmışlardır. Günümüz modern dünyasında da Türkler çeşitli topluluklar arasında adlarından söz ettirmeyi kıvançla sürdürüyorlar. Çağdaş dünyanın demografik(nüfus bilim), ekonomik ve sosyal kimliklerine ışık tutan dünyadaki Türkler kervanına pırıl pırıl yeni bir isim daha eklendi: ABD-New Jerseyli Tayfun Selen!..

İlk Türk ABD Belediye Başkanı Selen, New Jersey’de Bölge Başkanı Oldu

Tayfun Selen: “Amerikan siyasetinin mozaiği zenginleştireceğiz.

Tayfun Selan: ABD’de Belediye Başkanlığına Seçilen İlk Türk!

Yemin ederek görevine başlayan Tayfun Selen, Türk toplumunun en yoğun yaşadığı New Jersey eyaletinin 500 binden fazla nüfusa sahip Morris Bölge Yönetim Kurulu Başkanlığına oy birliğiyle seçilmişti.

50 ayrı devletten (eyaletten) oluşan ABD’de, belediye başkanlığı görevine gelen ilk Türk olma unvanını taşıyan Tayfun Selen, New Jersey Eyaleti Morris Bölge Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildi.

ABD’de seçilen ilk Türk Belediye Başkanı olan Tayfun Selen, New Jersey eyaletinin 500 bin nüfuslu Morris Bölgesi’nin Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildi. Selen, yemin ederek görevine başlarken, tören sonrası konuklara hitap etti.

Hem Mimar Hem De İş insanı

25 yıl önce ABD’ye taşındığı belirten Türk asıllı ABD vatandaşı Selen, “Morris County’de yaşamaktan müteşekkirim ve Covid-19 salgının zorlukları yine kapımızda. Sakinlerimizi ve işletme sahiplerimizi korumak için bu kurul ile çalışmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı. Selen, ilk yönetim kurulu toplantısına da bölgenin en üst yöneticisi olarak başkanlık etti. Tayfun Selen, 1996 ABD’ye taşınmış, 2008’de ABD vatandaşı olmuştu. 2017’de 12 bin nüfuslu Chatham’ın belediye başkanına seçilen Selen, ABD’de bu göreve gelen ilk Türk olarak tarihe geçmişti. Türk asıllı ABD vatandaşı Selen, aynı zamanda mimar ve iş insanı…

İncil’e Değil Kur’an-ı Kerim’e El Basarak Yemin Etti

Tayfun Selen, 39 küçük ilçenin bağlı olduğu Morris Bölge Yönetim Merkezi’nde gerçekleşen devir teslim törenine 7 kişilik ekibiyle katılarak yönetimi devraldı. ABD yasalarına uygun şekilde diğer üyelerin Hristiyanlığın kutsal kitabı İncil’e el basarak yemin ettiği törende Türk asıllı Tayfun Selen, yeminini eşi Tülin Selen’in elinde bulunan Kur’an-ı Kerim’e el basarak gerçekleştirdi.

Tayfun Selen’in Hikâyesi (İngilizce):

Eğittiği Deve Katili Oldu!

Deve güreşleri eğitimcitisi Z. M.(48) mutlu günlerinde…

Kişinin nerede ve nasıl doğduğu çoğu zaman pek de önem taşımasa da ne zaman ve ne şekilde öleceği şoke edici olabiliyor. Tıpkı Muğla’da deve güreşi eğitimciliği yapan Z. M.’nin başına gelenler gibi…

Eğittiği Deve Tarafından Öldürüldü

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Menteş Köyü’nde meydana gelen olayda, 48 yaşındaki Z. M. kendisini akşam yemeğine çağıran yakınları tarafından ahırda hareketsiz bulundu.

Develere Verdiği Eğitimlerle Tanınıyordu

Olay yerine gelen 112 acil sağlık ekipleri kanlar içerisindeki Z.M.’nin yaşamını yitirdiğini belirledi. Milas’taki deve güreşlerinde güreştirdiği develer ve develere verdiği eğitimlerle tanına 48 yaşındaki Z. M.’nin deve saldırısına uğrayarak öldüğü açıklandı.

Siparişi 4.750’lik, Getirilen 250 TL’lik!

4 bin 750 liraya telefon sipariş verdi ancak 250 liralık tuşlu telefon geldi…
Internet’ten dolandırılıcılık azalacağı yerde artmakta(!)..

Gün geçmiyor ki kamuoyu yeni bir sanal (internet) dolandırıcılığı haberiyle karşılaşmasın. Son örnek öğrenci kızına akıllı telefon satın almak isteyen masum bir babanın Samsun’da başına gelenler….

Samsun’unda ikamet eden iyi niyetli aile babası M. Ö., Facebook üzerinden Tokat’ta kendisini cep telefonu bayii gibi göstererek telefon ilanı veren M. P.’ye inanarak üniversite öğrencisi kızı için telefon siparişi verdi. 6 bin liraya satışa sunulan iPhone XS 256 GB telefonu, 4 bin 750 liralık pazarlıkla satın alıp, belirtilen banka hesabına havale yapan M. Ö., 3 gün sonra kargo ile 250 lira değerindeki Nokia 6100 model tuşlu telefon gelince dolandırıldığını hemen anladı. Telefonu gönderen şahıs ile temasa geçen M. Ö., şahsın cenazesi ya da hastası olması vb. saçma sapan bahanelerle oyaladığını ancak üniversite öğrencisi kızını ağlatan bu sözde kurnaz dolandırıcının peşini bırakmayacağını, gerekirse hakkını hukukta aramak için savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

Yalnızca Akıllı Bir Telefonu Olsun İstiyordu, Tuşlu Oldu!

Bir akıllı telefonu olsun isteyen öğrenci kızı gibi yaşadığı olay yüzünden çok büyük üzüntü yaşayan M. Ö., “Canım kızım üniversite öğrencisi olduğu için arkadaşlarınınki gibi bir akıllı telefona ihtiyacı vardı. E ben de babasıyım. Hemen kendisine telefon siparişi verdim. Facebook’ta verilen ilandaki telefoncu olduğunu ileri süren şahıs ile anlaştık. Fiyat neredeyse piyasadakinin yarısıydı. Hiç şüphelenmedim. Ancak beklediğimiz telefon yerine piyasada satışı bile olmayan dandik, tuşlu bir telefon gönderildi. Kargo paketini açan kızımın gözyaşı döktüğü anları saniye saniye izledim. İlgili kişi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağım. Çünkü şikayetçiyim, kimse benim kızımın duygularıyla oynayamaz!” dedi.

Bitkisel Kızarmış Tavuğa Hoş Geldiniz!..

Oxford Kanser Araştırmaları Merkezinin gerçekleştirdiği araştırmalar, sebze temelli beslenmenin kompleks karbonhidratlar, omega-6 yağ asitleri, lifler, C vitamini, E vitamini, magnezyum ve antioksidanlar bakımından çok zengin imkanlar sunduğunu gösteriyor…

Hazır Tavuk Devi KFC, Piyasaya Bitkisel Kızarmış Ürün Sürecek!..

Faydalı-zararlı çok tartışılır ancak dünya artık ‘Sebze Temelli Beslenme’yi genel bir alışkanlık ilan etmek üzere. Vegan yeme içme düzeninde sebzeler, meyveler, patates ve mısır gibi nişastalı ürünler, fasulyeler, baklalar, kuruyemişler, çekirdekler ve sağlıklı yağlar bol miktarda tüketiliyorlar. Son dönemde popülerlik kazanan bitkisel bazlı beslenme eğilimi, pandemi dönemi ile birlikte daha da hızlandı. Araştırmalar, öğünlerde bitkisel bazlı beslenmeye ağırlık vermenin sağlık üzerinde birçok olumlu etki yarattığını kanıtlıyor. Bu yeni eğilim öyle popüler ki ABD merkezli tavuk fastfood zinciri KFC, bitkisel bazlı kızarmış tavuk ürünlerini menülerine ekleme hazırlığında…

Fastfood Zincirleri Artık Menülerine Bitki Bazlı Gıdalar Katıyor

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bitkisel bazlı beslenme trendi yükselişte!

“Çevir Bitki Kebabı, Yanmasın!”

ABD merkezli fastfood zinciri KFC, bitkisel bazlı kızarmış tavuk ürünlerini menüsüne eklemeye hazırlanıyor.
Kentucky Kızartılmış Tavuk (KFC), 4 binden fazla restoranında tamamen bitkisel bazlı kızarmış tavuk ürünlerini kısa bir süreliğine servise sunacak. ‘Kızarmış Tavuğun Ötesinde’ ismi verilen özel menü, 10 Ocak’tan itibaren servis edilmeye başlanacak ve belirli bir süreyle restoranlarda sunulacak. Karışık menü ya da 12 parçalık özel menü seçenekleriyle gelecek olan bitkisel bazlı tavuk, vegan ya da vejetaryen bir yaklaşımla hazırlanmayacak. KFC, bitkisel bazlı ilk tavuklarını 2019’da çıkarmış ancak yalnızca Atlanta’daki bir restoranda test etmişti. “Amacımız ilk günden beri basitti. Dünyaca ünlü Kentucky Kızartılmış Tavuklarını bitkilerden üretmek” diyen KFC ABD Müdürü Kevin Hochman, “İki yıl sonra görev tamamlandı diyebiliriz.” açıklaması yaptı.

KFC, 4 binden fazla restoranında tamamen bitkisel bazlı kızarmış tavuk ürünlerini kısa bir süreliğine servise sunacak.

Temel Neden Çevreci Endişeler

KFC’nin sahibi olan Yum Brands zincirleri, bünyesindeki Taco Bell markasıyla da bitkisel bazlı menüler deniyor. Dünyada pek çok fastfood zinciri, hem hayvan refahı hem de çevre konusundaki endişeler nedeniyle bitki kaynaklı gıdaları denemeye başladı.

Müze Gibi Berber Dükkanı

Giresun Aksu Mahallesi’nde kendisine ait berber dükkanı bulunan Bilal Temiz, çocukluğundan bu yana hobi amaçlı olarak topladığı antika niteliğindeki eşyaları iş yerinde sergiliyor.

“Tıraş olmaya değil ziyarete geliyorlar”

Müşterileri ve ziyaretçilerin eserlere yoğun ilgi gösterdiğini de vurgulayan Temiz, “25 yıldır berberlik yapıyorum. Çocukluğumdan beri hobi amaçlı antika eserleri toplamaya başladım. Bu iş yerimde de bunları sergiliyorum. İş yerimin küçücük bahçesinde de açık hava müzesi gibi yapmaya çalıştım. Burada ise eski fare kapanları, değirmen taşları, küpler, testiler mevcut. Müşterilerimi açık hava müzesiyle karşılıyorum içeri giren ise daha da şaşıyor. Zamanla da alışıyorlar. Benim dükkanıma gelenler genelde tarih konuşuyor. Herkesin ilgisini çekiyor. Tıraş olmaya değil ziyarete geliyorlar” diye konuştu.

Tarihi Eserler Bile Sergiliyor

Temiz, “Her biri 50-150 yıllık eski tip gaz ocakları, radyolar, kollu çevirmeli telefonlar, kömürlü ütüler, gaz lambaları, tabanca, tüfek ve para gibi 100’den fazla objeye sahibim. Antikaya merakım daha küçük yaşlarda başladı. İlk önce babaannemin sandığında çıkan bir avuç dolusu madeni eski parayla meraklandım. Bir süre para koleksiyonu yaptım. Daha sonra da diğer objelere yöneldim. Usta olup kendi iş yerimi açınca da müşterilerimin çevresiyle ilgim daha da arttı. Koleksiyonumun bir bölümünü sergilediğim iş yerimde özellikle Kurtuluş Savaşın’da, Kore Harbi’nde, Kıbrıs Barış Harekatı’nda kullanılan tüfeklerle hâlâ etiketi üzerinde duran 1864, 1886 yapımı tüfekler bulunmaktadır” dedi.

Hastanede Elektrikli Süpürge Unuttular!

Kendinizi De Unutsaydınız!

Yıl başından bu yana hasta ve yakınlarının unuttuğu toplam bin 91 eşya, Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kayıt altına alınarak, kayıp eşya odasına konuldu.

Unutulanlardan Yeni Bir Ev Düzülür

Bacak protezi, elektrikli süpürge, otomobil anahtarları, tekerlekli sandalye, leğen, nüfus cüzdanı, ziynet eşyası alttın, cüzdan, çanta, nakit para, kol saati gibi yüzlerce eşya, bulundukları tarihler not edilip paketlenerek sergilendi. Hastanenin Destek ve Kalite Hizmetleri Müdürü Nuri Karslıoğlu, sahibi bulunamayan eşyaların yıl sonunda polis merkezine teslim edileceğini söyledi.

Kıymetli ziynet eşyalarından altınını hastanede unutan da var!…

Dünyanın İlk ‘Yapay Zekâ Savcı’sını Çin Geliştirdi!

“Robotlar dünyayı ele geçirecek!” feryadı çoğumuzu gülümseten bir kaygı olmaktan çıkmak üzere gibi. Dijital teknolojilerin manyak bir hızla gelişmesiyle birlikte, eskiden ‘Yok canım Daha neler.!?‘ dediğimiz pek çok şey mesela yapay zekâ (düşünen robotlar), biz beğenelim ya da nefret edelim, dünya hayatına kalıcı biçimde yerleşiyor. Yine size ‘Sahi mi!?” dedirtecek bir olay Çin’de yaşandı. Yapay zekâ stratejisi alanında ilk süper güç Çin Halk Cumhuriyeti bilimcileri dünyanın ilk “Yapay Zekâ/Robot Savcı”sını geliştirildi…

Yapay zekâ stratejisi alanında ilk süper güç Çin Halk Cumhuriyeti, halkını yargılamada sorumluluğu “‘Yapay Zekâ Savcı’sı robotlara bırakıyor…

Çinli Bilim İnsanları Robot Savcı Geliştirildiğini Açıkladı

Çinli bilim insanlarının, insanların suçlu olup olmadığına ve cezasına karar verecek dünyanın ilk ‘Yapay Zekâ Savcı’sını geliştirdiklerini açıkladı. Çalışmayı yürüten araştırmacılar geliştirdikleri bu teknolojinin, davanın sözlü tarifiyle birlikte suçlamaya yüzde 97’den fazla bir doğrulukla karar verebildiği bilgisini paylaştı.

Belki De Robotlar Dünyayı Çoktan Ele Geçirdi De Biz Fark Etmedik!

Çin’de, totaliter hükümetler halk kontrolünü geliştirmek için çoktandır yapay zekâ kullanıyor ve bu teknolojiyi dünyanın dört bir yanındaki rejimlere ihraç ediyor.

İnsan tarafından tanımlanan vaka belgelerinden elde edilen 1000 farklı veriyi kullanarak şüphelileri suçlayabilen ve Şanghay’ın en yaygın suçlarından bazılarını suçlama için kullanılabilen “Sayın Yapay Zekâ Savcısı” kulağa oldukça devrimci bir teknoloji gibi gelse de bu Çin’in yapay zekâyı adalet sisteminde ilk kullanışı değil. Çinli yasa koyucular, daha 2016’da kanıtları ve tutuklama koşullarını değerlendirebilen ve bir şüphelinin genel halk için ne kadar tehlikeli olabileceğini belirleyebilen bir yapay zekâ aracı olan “System 206″yı devreye almıştı.

En Yaygın Suçlar İçin Doğru Suçlamalarda Bulundu

Sayın Yapay Zekâ Savcı’sı, Çin’in en büyük ve en yoğun bölge savcılığı olan Şanghay Pudong Halk Savcılığı tarafından geliştirildi ve test edildi. Yayınlanan araştırma sonuçlarına göre yapay zekâyla çalışan makine, kredi kartı sahtekarlığı, hırsızlık, kavga başlatma ve sorun çıkarma dahil olmak üzere Şanghay’ın en yaygın sekiz suçu için doğru bir şekilde suçlamada bulunabilir. Bu yeni teknoloji 2015-2020 yılları arasında işlenen 17 bin suçun vaka kayıtlarıyla çalışılarak geliştirildi. Herhangi bir masa üstü bilgisayarda bile çalışabilecek şekilde geliştirilen yapay zekâ, insan temelli vaka analizlerini kullanarak bir kişiye suçlama yöneltilip yöneltilmeyeceğine karar verebilecek. Çin’de beraat oranının sadece yüzde bir olduğu düşünülürse Sayın Yapay Zekâ Savcı’nın yönelteceği suçlamanın mahkumiyetle sonuçlanma oranı da neredeyse kesin olacak gibi duruyor…

Çin’in teknolojik dönüşümdeki hızı, robotların dünyayı ele geçirme ihtimalinden korkmak için belki de geç bile kalındığını gösteriyor…