Etiket arşivi: ceset

Ölen annesi erkek çıktı!?

8 Mart’a Kumburgaz’da oturan ve ‘Handan’ isimli bir butiği işleten Şükran Aktaş (60), fenalaşarak Silivri Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Aktaş tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Doktorlar, Aktaş’ın ölümünü şüpheli bulunca ceset Adli Tıp’a kaldırıldı.

Adli Tıp’ta yapılan incelemede Aktaş’ın erkek olduğu ortaya çıktı.

Bu ilginç durum, Aktaş’ın eşi ve 22 yaşındaki kızına bildirildi. Genç kız, aldığı bu haberle şoke olup sinir krizleri geçirirken eşi “Nasıl olur, benim eşim kadın, üstelik benden bebek dünyaya getirdi” dedi.

Emniyet Araştırmalarını Sürdürüyor

Olaya polis el koydu ve kocanın ifadesine başvurdu. Aldığı habere inanamadığını belirten koca “Eşim yıllarca Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hemşire olarak çalıştı. Benden hamile kaldığını söylemişti. Bebeğimiz dünyaya geldi. Olanlara inanamıyorum” dedi. Aktaş’ın kızı ise yıllarca anne bildiği kadının erkek çıkması üzerine bunalıma girdi. Genç kızın “Peki benim gerçek ailem kim?!” diyerek gözyaşları döktüğü öğrenildi.

Araştırmalarını sürdüren polis, ölen kişinin Nail Ç. olduğunu, Şükran Aktaş’a ait nüfus cüzdanı kullandığını tespit etti. Polisin ulaştığı gerçek Şükran Aktaş “Yıllar önce nüfus cüzdanımı kaybetmiştim. Beni polis merkezine çağırdılar. Ölü göründüğümü söylediler. Ben hayattayım. Yıllar önce çalınan nüfus cüzdanımla neler yaşanmış. Ben de şoktayım” dedi.

“Peki benim gerçek ailem kim!?”

“Müge Anlı İle Tatlı Sert”e Bağlananlar…

Kumburgaz’dan telefonla her gün ATV’de hafta içi canlı yayınlananan Müge Anlı’nın adını taşıyan “Müge Anlı İle Tatlı Sert” programına bağlanan vatandaşlar, duyduklarına inanamadıklarını söyledi. Adının Merve olduğunu söyleyen bir kadın “Kumburgaz’da herkes onu tanır. Handan butiğin sahibiydi. Çok candan biriydi. Onun erkek olduğunu hiç kimse anlayamazdı. Kadından daha kadındı” dedi. Olayla ilgili konuşan muhtar ise “Bir kez gördüm. Erkek olduğunu duyunca ben de çok şaşırdım. Hiç öyle bir görüntüsü yoktu” diye konuştu. Ailesi de şokta Nail Ç.’nin ailesi de olan bitenleri duyunca şoke oldu. Nail Ç.’nin ağabeyi “Bir gün köye geldi, askere gideceğini söyledi. Evraklarını aldı ve gitti. O günden sonra kendisinden haber alamadık” diye konuştu.

Cevap bekleyen bir başka soru ise Nail Ç.’nin 22 yaşına kadar büyüttüğü kızının gerçek ailesinin kim olduğu. Polis Nail Ç.’nin ilk başlarda “Fakir bir aileden evlatlık aldım” dediği o aileyi bulmaya çalışıyor.

Erkek Olduğunu Nasıl Gizledi?

Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yıllarca hemşirelik yaptığı ortaya çıkan Nail Ç. ölümünün ardından pek çok soru işareti bıraktı. Erkek olduğunu nasıl gizlemişti? Hemşirelik diploması sahte miydi? En önemlisi doktorlar onun hemşire olmadığını nasıl anlamamışlardı? Polis, şimdi tüm bu soruların yanıtını arıyor.

ATV’de Müge Anlı’nın programına Eskişehir’den bağlanan bir başka kadın izleyici ise “Biz Edirne’de otururken Handan annemlerle gün yapardı. Dünya güzeli bir kadın görüntüsü vardı. O zaman 20’li yaşlardaydı. Ben 10 yaşlarındaydım. Bizi sürekli bakkala gönderir jilet aldırırdı. Annem duyunca bu konuyu araştırdı. Meğer sakalı çıkıyormuş, gizli gizli tıraş oluyormuş. Olay ortaya çıkınca ortadan kayboldu. Bir kaç yıl sonra hapse düştüğünü öğrendik. Kadın olarak hapse düşmüş, zamanla sakalı çıkınca erkek olduğu anlaşılmış. O yıllarda gazetelere haber olmuştu” dedi.

Programa, Kumburgaz’dan bağlanan bir başka izleyici ise gerçek adı Nail Ç. olan kişiyle ilgili şu bilgileri verdi: “Kumburgaz’ın eskileri Nail’i tanır. O yıllarda erkek olarak denize giriyordu. Bir gün kadın mayosuyla denize girdiğini gördük ama henüz ameliyatla kadın olmamıştı. Ondan birkaç gün sonra kucağında bir bebek gördüm. Kendisine sordum, fakir bir kadından evlatlık olarak aldığını söyledi. Sonra da ortadan kayboldu.

Baldız, Asılan Enişteye Acımadı!

Emniyette suçunu itiraf eden genç kız: “Sarkıntılık edince namusumu korumak için öldürdüm!.”

kendisine-sarkintilik-eden-enistesini-oldurdu-1091769
Ahmet Çiftçi(51) mutlu günlerinde.

Merkez Toroslar İlçesi Turunçlu Mahallesi’nde ağabeyi 51 yaşındaki Yaşar Çiftçi ile yaşayan Ahmet Çiftçi, iddiaya göre pazartesi sabah evden ayrıldı. Akşam kardeşinden haber alamayan Yaşar Çiftçi, tüm aramaya rağmen ona ulaşamadı. Ertesi gün işe giden Yaşar Çifti, eve döndüğünde kardeşini evde kanlar içerisinde yerde buldu. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ve sağlık ekipleri, Ahmet Çiftçi’nin göğsünden ve sırtından bıçaklanarak öldürüldüğünü saptadı.

kendisine-sarkintilik-eden-enistesini-oldurdu-8607856_x_o

 

Kamera Görüntüleri İşbaşında

Ahmet Çiftçi’nin cesedi otopsinin ardından toprağa verilirken, polis katili yakalamak için çalışma başlattı. Evin bulunduğu çevrede yer alan iş yerlerinin kamera görüntülerini incelemeye alan polis, olaydan kısa bir süre önce Ahmet Çiftçi’nin bir genç kızla eve girdiğini saptadı. Yapılan araştırmada genç kızın Çiftçi’nin baldızı Şirin Yıldız olduğu ortaya çıktı.

kendisine-sarkintilik-eden-enistesini-oldurdu-1091768

 

Sohbet Sonrası Sarkıntılık

Gözaltına alınan Şirin Yıldız, sorgusunda suçunu itiraf etti.

Ablasıyla 2 yıla yakın zamandır ayrı olan eniştesi Ahmet Çiftçi’yle zaman zaman görüştüklerini anlatan Şirin Yıldız, “Olay günü de buluşup birlikte eve gittik. Evde birlikte alkol aldık. Bir süre sohbet ettikten sonra bana sarkıntılık etmeye başladı. Bir anda kendimi kaybederek, çantamda bulunan çakıyla bıçakladım. Aşırı alkollü olduğu için göğsüne isabet eden bıçakla yere düşünce iki kez de sırtından bıçaklayarak kaçtım. Onu namusumu korumak için bıçakladım” dedi.

kendisine-sarkintilik-eden-enistesini-oldurdu-003

Yıldız’ın sorgu sonrası adliyeye sevk edileceği öğrenildi.

Hastasının Cesediyle 7 Yıl Yaşadı

Alman radyolog Carl Tanzler, 1933’te çalıştığı hastaneye gelen tüberküloz hastası Elena De Hoyos’a aşık olur. Hoyos, Tanzler’in aşkına rağmen hastalığı sırasında başka biriyle evlenir, bir de bebek düşürür. Sağ olduğu müddetçe Tanzler’e karşılık vermez ve iki yıllık verem tedavinin sonunda ölür. Zaten esas hikâye de bundan burada başlar!

basliksiz-1-640

“Rüyalarımda benimle konuşan genç kadın işte buydu!”

Carl Tanzler, bir insanın hissedebileceği duygu yoğunluğunun çok ama çok üstünde bir aşkla doluydu. Rüyalarına bir kadın giriyor, onunla rüyasında evleniyor ve hatta çocukları bile oluyordu. Carl Tanzler, Alman bir radyolog. 1933 senesinde çalıştığı hastaneye tüberküloz hastası bir kadın geliyor, Elena de Hoyos. Ve sonrasında Carl, bir insanın bir başka insana karşı hissedebileceği, sadece zihnen hastalıklı olan birisinin yaşayabileceği en yüksek hissiyatı duymaya başlıyor Elena’ya karşı. “Daha önce rüyalarımda benimle konuşan genç kadın işte buydu, saçları da aynı böyleydi” diyor çevresine karşı.

Ve Elena’nın iki sene kadar süren tedavisi boyunca kadına saplantılı bir aşk beslemeye devam ediyor. Üstelik tedavi süresinde genç kadının başkasıyla evlenmesine, arada bir çocuk bile kaybetmesine rağmen, Tanzler vazgeçmiyor.

basliksiz-1-634

Elena, hayatta olduğu süre boyunca Tanzler’e sevgi anlamında bir karşılık vermiyor ve veremden ötürü 2 senelik tedavinin sonunda maalesef ölüyor. Fakat bu ölüm Tanzler ve Elena arasında yaşanacak aşkın sonu değil, başlangıcı oluyor…

Elena’nın cansız bedenini bir formaldehitin içinde saklayıp her gece onu ziyaret etmeye başlaması, hikayenin yüz kızartıcı tarafının başladığı nokta olarak kabul ediliyor.

tumblr_lkw0bjGBsY1qznvdwo1_500

Mezarlığa nakledilen cesedi Tanzler, bir gece Elena’nın cesedini mezarından kaçırıp evine naklediyor.Ve zaten akıl almaz durumda olan olaylar, çok daha ilginç bir hal alıyor.

Tanzler, Elena’nın cesediyle, Elena’nın kız kardeşi gerçeği öğrenene ve cesedi alana kadar tam yedi yıl boyunca yaşıyor. Ve bu süre içinde ceset yavaş yavaş çürüdüğünden, ceset üzerinde usanmadan düzenlemeler yapmış.

Piyano telleriyle kemiklerini tutturuyor, gözlerini alıp yerine cam gözler yerleştiriyor, cildini ipek ve mum ile işliyor ve hatta çürümesinin kokmasını gizlemek için parfümler kullanıyor.

Elena’nın kardeşi durumdan haberdar olduktan ve ceset kurtarıldıktan sonra, yetkililer Carl Tanzler’i nekrofili suçundan dolayı tutukluyorlar.
Salıverildikten sonra ise cesedin doğal boyutlarında bir kukla yapıyor.

Elena De Hoyos, mutlu günlerinde…

Ve bu kukla, onun saplantısından vazgeçmemesinin en esaslı göstergesi olarak kabul ediliyor. Tanzler, ceza evinden çıktıktan sonra bir de kitap yazıyor ve Elena anılarını da zaten bu kitapta anlattığın için dünya bundan haberdar olabiliyor.