Kategori arşivi: Yaşam

‘Cin Çıkartma’ Seansında Canı Çıktı

‘Cin Çıkartma'(!) Seansında Genç Kadınının Canı Çıktı (Öldü)

Ankara’nın Keçiören ilçesinde psikolojik sorunları nedeniyle sözde hocanın yönlendirmesi ile cin çıkartma seansı uygulanarak eşi S.T. tarafından sırtına 100 kez oklava ile vurulup, hacamat yapılan Ö. N. T. (30), hayatını kaybetti. Olayla ilgili gözaltına alınıp, adli kontrolle serbest bırakılan şüphelilerden eşi S.T. hakkında ‘Eşe karşı kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma’, babası C. E., annesi H. E., kayınvalidesi Z. T., hacamat yapan S.Ö. ile sözde hoca E.K. hakkında ise ‘Suça iştirak etmek’ten 18 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

100 Oklavalık Hacamat!

Ankara’nın Keçiören ilçesinde, psikolojik sorunları nedeniyle sözde hocanın yönlendirmesi ile ‘cin çıkartma’ seansı uygulanarak eşi S.T. tarafından sırtına 100 kez oklava ile vurulup hacamat yapılan Ö. N. T. (30) (solda) hayatını kaybetti.

Ölümü Şüpheli Bulundu

Kurban kesimi sırasında fenalaşan 30 yaşındaki Ö. N. T. (30), kaldırıldığı Yenimahalle Onkoloji Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Ö. N. T.’in ölümünün şüpheli bulunması üzerine polis savcılığa bilgi verdi. Ölü muayene tutanağında sırt ve kollarında morluklar ile hacamat kesiklerini andıran yaralar tespit edilmesi üzerine savcılık soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan S.T., 8 ay önce evlendiği Ö. N. T.’nin ilk eşinden bir çocuğu olduğunu, evliliklerinin 6. ayından itibaren sorun yaşamaya başladıklarını söyledi. S. T., kendi ailesi ve eşinin ailesine durumu anlattığını, annesinin bir tanıdığı aracılığıyla Kayseri’de bulunan sözde hoca E. K.’ye ulaşıldığını ifade etti.

Eski siyasilerden Hasan Mezarcı da kendisini “Mesih” ilan etmişti…

Telefonda Dua Okudu, Eşim Rahatladı…’

Telefonla aranan cinci hocanın, “Eşine cinler musallat olmuş. Dediklerimi yaparsanız eşini kurtarırım.” dediğini belirterek, “Önce telefondan dua okudu, eşim rahatladı. Ancak bir süre sonra rahatsızlanınca tekrar aradım, ‘Önce eşine 1 kurban keseceksin’ dedi. Sonra sırtına çok hafif şekilde 100 sefer oklava ile vurmamı ve ardından vücudundaki pis kanın temizlenmesi için hacamat yaptırmamız gerektiğini söyledi. Daha sonra da 23 gün kefaret orucu tutmasını istedi. Ben eşimin sırtına, baldır kısmına oklava ile 100 sefer çok hafif hafif ancak biraz hissedilebilecek bir şekilde dua okuyarak çok hafifçe vurdum. Eşimin ailesi ve benim ailem de odada bulunuyordu. Bu esnada ‘Cin çık, cin çık’ diye hep beraber söyledik. Akabinde Sevim Özbaş adlı kişiyi eve getirip hacamat tedavisi yaptırdım. Hacamat sırasında da odada kadınlar vardı. Bu tedavinin ardından eşim çok rahat bir şekilde uyudu. Ancak ertesi sabah tekrar rahatsızlandı.” dedi.

Kurban Kes Ki Eşin Rahatlasın

Bir gün sonra E. K.’ı tekrar aradığını belirten S.T., “Kurban kesersen eşin rahatlar.‘ dedi. Biz de kurban kesmek için eşimin anne babası ile kurban kesme alanına gittik. Eşim kurban kesmeye giderken oruçluydu. Kurban kestiğimiz sırada eşim rahatsızlandı ve bayıldı. Tekrar aradığım hoca, ‘Bir kurban daha keserseniz eşin kendine gelir.’ dedi. Dediğini yaptık ve 2’nci kurbanı da kestik; ancak eşim kendine gelmedi. Bunun üzerine hastaneye götürdük; ancak hastaneye gittiğimizde öldüğünü söylediler. İnanamadık!” açıklamasında bulundu.

Adli̇ Kontrolle Serbest Bırakıldılar

6 kişi, işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi. Savcılık genç kadının eşi S.T. ve diğer 5 kişiyi tutuklanmaları talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk etti. Şüpheliler, adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı. Soruşturmayı tamamlayan savcılık S.T. hakkında ‘Eşe karşı kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma’, 5 kişi hakkında da ‘Suça iştirak etme’ suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenledi. İddianame, Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek dava açıldı.

“The Exorcist”i Anımsattı…

Batı dünyasında daha çok “Şeytan Çıkarma” olarak geçen cin vakaları, Şeytan Çıkarma ayini şeklinde “The Exorcist” filmine de konu olmuştu.

“Cinci Hoca”, İstismarcı Hoca Olmasın?

Efsun(büyü) ve sihir işleriyle uğraşan kişilere verilen lâkap olan “Cinci Hoca”lık, bu konuda oluşan ihtiyaç sonucu, uzman olduğunu iddia eden gerçek ya da sahte kişileri yaygın bir şöhrete kavuşturuyor. Etkili dualar okuyarak, mânevî rahatlatma sağlayan ve olumsuzluğu yok edenler baş tacı ancak ya konumlarını istismar edenler? Bakınız:

Vatandaşlarından Dışkılarını Gübre Yapmalarını İstedi

Kuzey Kore, füzeleri ateşlemek kadar gübre üretimine de önem veriyor ve bu gübrenin insan ya da hayvandan mı gelmesinin önemi yok. Çin’den gelen gübrelerin azalması nedeniyle Kuzey Kore vatandaşlarından kendi dışkılarını gübre olarak kullanması çağrısında bulunuldu…

“Dışkını Gübre Olarak Kullan!”

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un, en son yaklaşık 20 kg kaybettiği ileri sürülmüştü.

“İnsani Gübre” İçin Talimat

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un COVID-19 pandemisinin başlangıcında sınırları kapatmasının ardından Çin’den gübre gelmesi neredeyse durduğundan, görev son iki yılda kriz seviyesine ulaştı. Ardından geçen Mart ayında Kuzey, ABD ve BM yaptırımlarına son verilmesini talep ederken Güney Kore’den gelen bağışları reddetti. Ülke genelinde Çin ile yaşanan anlaşmazlık nedeniyle gübre sorunu yaşayan Kim Jong Un’dan Kuzey Kore vatandaşlarına flaş bir çağrı geldi. Çağrıda ülkedeki gübre azlığı nedeniyle kendi dışkılarını gübre olarak kullanmaları istendi…

Evsel Gübre Üretimi Özendiriliyor

Tarımsal gübrelerini uzun yıllardır Çin’den sağlayan Kuzey Kore, vatandaşlarını ev yapımı gübre kullanımı yapmaya teşvik ediyor. Konuya ilişkin yetkililer 10 günlük bir süreç başlatırken insan dışkısından gübre üretimi konusunda vatandaşlara çağrıda bulunuyor.

Yeni Gübre Kaynağı: İnsan!

Uzmanlar “Sonunda, çiftçilikte gereken gübre üretme yükü sıradan insanlara kaldı. Hayvanlar artık rahatladı.” ifadelerini kullandı. Ayrıca belli bir kotayı dolduran vatandaşların, dışkılarıyla ticaret yapabilmesine de izin verileceği duyuruldu.

Babasının ani ölümüyle kendisini bir anda Kuzey Kore’nin lideri olarak bulan farklı lider Kim Jong Un, Batı medyasının Kuzey Kore’nin insan hakları siciline ilişkin sorularını doğrudan yanıtlamaktan kaçınıyor.

Kuyumcu “Hırsız” Kiralarsa…

Altın, ülkemizde piyasalarda tasarruf emtiası olarak öne çıkan popüler bir yatırım aracı.

Kendini Soydurmak İçin Özel Hırsız Kiraladı

Türkiye’de akıllara durgunluk veren bir olay yaşanmadığı gün yok gibi. Hayır, hayır sabahları TV’de yayınlanan kadın programlarını kast etmiyoruz. Dükkânının soydurmak için parayla hırsız tutan bir kuyumcudan bahsediyoruz. İnanılmaz değil mi? Öyle ancak sahiden oldu bu olay…

İstanbul-Küçükçekmece’de yaşanan olay, duyanlara “Pes!” dedirtti…

Akıl Almaz Borç Ödeme Planı

İstanbul-Küçükçekmece’de borçlarını ödeyebilmek için akıl almaz bir plan yapan kuyumcu, 40 bin TL karşılığında anlaştığı kiralık soyguncuya dükkanındaki 700 bin liralık emanet altınları çaldırdı. Küçükçekmece Kanarya Mahallesi’nde kuyumculuk yapan U. Ş.(31), 24 Aralık 2021 günü polisi arayarak gaspa uğradığını, maskeli bir kişinin bıçak tehdidiyle bütün altınlarını çaldığını söyledi. Olay yerine giden Asayiş Şube Gasp Büro Amirliği ekipleri, kuyumcunun ifadesini aldıktan sonra güvenlik kameralarını inceledi.

Hırsız Da Soyarken Soyuldu

Soygun sırasında kuyumcunun dalga geçercesine son derece rahat tavırlar sergilediğini fark eden ekipler durumdan şüphelendi. Kamera görüntülerinden kimliği tespit edilen gaspçı H. A., düzenlenen operasyonla yakalandı. H. A.’nın polis sorgusu şüpheleri haklı çıkardı. Kuyumcu U.Ş. ile birlikte soygun için plan yaptıklarını anlatan H. A.:
“Beni soygun için özel olarak kiraladı. Yaparsam karşılığında 40.000 TL vereceğini söyledi ama onu da vermedi! Soyarken soyuldum dedem yalan olmaz hani. Aslında ben hırsız değil mağdurum. Çünkü ben de soyuldum!” dedi.

Borçlarını 700.000 TL’lik Altınları Eriterek Ödedi

Gaspçının itirafı üzerine kuyumcu U. Ş. de gözaltına alındı. U. Ş.’nin çalınan yaklaşık 700.000 TL değerindeki altınları eriterek borçlarını ödediği tespit edildi. Emniyetteki sorgularının ardından adliyeye çıkarılan U. Ş. ve H. A. tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Eğittiği Deve Katili Oldu!

Deve güreşleri eğitimcitisi Z. M.(48) mutlu günlerinde…

Kişinin nerede ve nasıl doğduğu çoğu zaman pek de önem taşımasa da ne zaman ve ne şekilde öleceği şoke edici olabiliyor. Tıpkı Muğla’da deve güreşi eğitimciliği yapan Z. M.’nin başına gelenler gibi…

Eğittiği Deve Tarafından Öldürüldü

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Menteş Köyü’nde meydana gelen olayda, 48 yaşındaki Z. M. kendisini akşam yemeğine çağıran yakınları tarafından ahırda hareketsiz bulundu.

Develere Verdiği Eğitimlerle Tanınıyordu

Olay yerine gelen 112 acil sağlık ekipleri kanlar içerisindeki Z.M.’nin yaşamını yitirdiğini belirledi. Milas’taki deve güreşlerinde güreştirdiği develer ve develere verdiği eğitimlerle tanına 48 yaşındaki Z. M.’nin deve saldırısına uğrayarak öldüğü açıklandı.

Müze Gibi Berber Dükkanı

Giresun Aksu Mahallesi’nde kendisine ait berber dükkanı bulunan Bilal Temiz, çocukluğundan bu yana hobi amaçlı olarak topladığı antika niteliğindeki eşyaları iş yerinde sergiliyor.

“Tıraş olmaya değil ziyarete geliyorlar”

Müşterileri ve ziyaretçilerin eserlere yoğun ilgi gösterdiğini de vurgulayan Temiz, “25 yıldır berberlik yapıyorum. Çocukluğumdan beri hobi amaçlı antika eserleri toplamaya başladım. Bu iş yerimde de bunları sergiliyorum. İş yerimin küçücük bahçesinde de açık hava müzesi gibi yapmaya çalıştım. Burada ise eski fare kapanları, değirmen taşları, küpler, testiler mevcut. Müşterilerimi açık hava müzesiyle karşılıyorum içeri giren ise daha da şaşıyor. Zamanla da alışıyorlar. Benim dükkanıma gelenler genelde tarih konuşuyor. Herkesin ilgisini çekiyor. Tıraş olmaya değil ziyarete geliyorlar” diye konuştu.

Tarihi Eserler Bile Sergiliyor

Temiz, “Her biri 50-150 yıllık eski tip gaz ocakları, radyolar, kollu çevirmeli telefonlar, kömürlü ütüler, gaz lambaları, tabanca, tüfek ve para gibi 100’den fazla objeye sahibim. Antikaya merakım daha küçük yaşlarda başladı. İlk önce babaannemin sandığında çıkan bir avuç dolusu madeni eski parayla meraklandım. Bir süre para koleksiyonu yaptım. Daha sonra da diğer objelere yöneldim. Usta olup kendi iş yerimi açınca da müşterilerimin çevresiyle ilgim daha da arttı. Koleksiyonumun bir bölümünü sergilediğim iş yerimde özellikle Kurtuluş Savaşın’da, Kore Harbi’nde, Kıbrıs Barış Harekatı’nda kullanılan tüfeklerle hâlâ etiketi üzerinde duran 1864, 1886 yapımı tüfekler bulunmaktadır” dedi.

Hastanede Elektrikli Süpürge Unuttular!

Kendinizi De Unutsaydınız!

Yıl başından bu yana hasta ve yakınlarının unuttuğu toplam bin 91 eşya, Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kayıt altına alınarak, kayıp eşya odasına konuldu.

Unutulanlardan Yeni Bir Ev Düzülür

Bacak protezi, elektrikli süpürge, otomobil anahtarları, tekerlekli sandalye, leğen, nüfus cüzdanı, ziynet eşyası alttın, cüzdan, çanta, nakit para, kol saati gibi yüzlerce eşya, bulundukları tarihler not edilip paketlenerek sergilendi. Hastanenin Destek ve Kalite Hizmetleri Müdürü Nuri Karslıoğlu, sahibi bulunamayan eşyaların yıl sonunda polis merkezine teslim edileceğini söyledi.

Kıymetli ziynet eşyalarından altınını hastanede unutan da var!…

Kripto Para Cinneti, Cinayet İşletti!

Türkiye’nin İlk Kripto Para Cinneti Cinayete Dönüştü: 450 Bin Lira Kaybedince Önce Karısını Sonra Kendini Vurdu!

Kripto para birimleri artık sadece komik internet parası değiller. Cinayet gerekçesi oldular…

Bir Yanda Servet Kazananlar Öte Yanda Da Dibe Vuranlar…

Kriptoda kazanmak da kaybetmek de mümkün. Bu türev para birimine yatırım yaparak servet kazananlar da var ancak dibe vuranlar da yok değil. Güzel ülkemiz Türkiye’nin ilk kripto para cinneti, cinayete dönüştü. Adana ilimizde kripto para borsasında 450 Bin Lira kaybeden sürücü vatandaşımız Y. E. U., şeytana uyarak, ilk önce karısını sonra da kendini tabancayla vurdu!..

“Kripto Borsada Kaybettim, Âşkta Da Kaybedeyim!”

Kripto para sektöründe özellikle Bitcoin ve altcoin seçenekleri için oluşturulan vadeli işlem sözleşmeleri, finansal türev ürünlerinin başını çeker. Türev ürünleri, piyasada var olan finansal sözleşmelerinin en eski formlarından biri kabul edilir.

Adana’da kripto para borsasında 400 bin TL batıran şoför Y. E. U.’nun büyük olasılıkla “Madem kripto parada kaybettim, aşkta da kaybedeyim, eşimi ve kendimi de vurayım!..” diye düşünerek, 7 yıllık nikâhlı karısını acımadan silahla vurduktan sonra soğukkanlı biçimde intihar ettiği belirlendi.

Adana Seyhan’da Talihsiz Olay…

Çok para kazanmak trajedileri de peşinden sürükleyebiliyor. Dikkat etmek gerek…

Adana’da eşini vurup başına tabancayla ateş ederek intihar girişiminde bulunan şahsın kripto para borsasında yaklaşık 450 bin lira kaybettiği için cinnet getirdiği ortaya çıktı. Yaralı kadın tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti, katil kocanın hayati tehlikesi sürüyor. Talihsiz olay Seyhan ilçesi Yeşilyurt Mahallesi’ndeki müstakil bir evde meydana geldi.

Dolmuş şoförlüğü yapan Y. E. U. (28) tartıştığı 7 yıllık eşi M. Y. U.’ya (28) tabancayla ateş etti. Başından yaralanan M. Y. U., kanlar içerisinde yere yığılırken, sesler üzerine eve gelen baba H. U., oğlunun elindeki silahı almaya çalıştı. U babasına, “Seni de vururum yeminle!” dedikten sonra tabancayı başına dayayıp, tetiği çekti. Baba U.’nun ihbarı üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan yaralılar, ambulansla Seyhan Devlet Hastanesine kaldırıldı. Durumu ağır olan çift, ameliyata alındı.

Psikolojik Tedavi Görüyormuş Ama…

Kripto para birimleri artık sadece komik internet paraları değiller. Çok acı ama cinayet gerekçesi bile oldular…

Çiftin, 2 ay önce ikiz bebek dünyaya getirdikleri ve olayın yaşandığı sırada çocuklarının da evde olduğu bildirildi. Olayı haber alıp eve gelen çiftin yakınları uzun uzun gözyaşı döktü. Öte yandan, Y. U’nun, yaklaşık 2 ay önce girdiği kripto para borsasında 450 bin TL kaybettiği ve bu nedenle şiddetli bunalıma girdiği ortaya çıktı. U.’nun psikolojik tedavi gördüğü, sık sık ailesi ve eşiyle tartıştığı, daima çok gergin olduğu, tüm gün cep’ten coin kurlarını takip ettiği hatta sıkı bir Yeşilaycı iken sigara içmeye başladığı ve çevresine de “Al bi’dal, bugün bendensin…” diye ikram ederek, onları da tütün tüketimine teşvik ettiği iddia edildi. Gördüğü tedavi işe yaramamış olacak ki U.’nun olaydan bir gece önce başka bir evde kaldığı ve bu evdeyken eşini ölümle tehdit ettiği de iddia edildi. Hastanede tedavi gören eş ve anne M. Y. U. hayatını kaybederken şoför baba Y. E. U.’nun tedavisi sürüyor.

Endonezyalı Balıkçılar Şişme Kadını Melek Sandı!

Endonezya Adalarından birinde kıyıya vuran şişme kadını, ‘Cennetten düşmüş soylu bir melek’ sanan yerel halk sakinleri, ona uygun kıyafetler giydirdiler. Ancak olayın gerçek yüzü (şişme kadın olduğu) ortaya çıkınca, ada yakınlarından geçen gemilerden atılmış olduğunu düşünmeye başladılar.

Yerel polis bulunan şeyin şişme kadın olduğunu söylerken, bölge halkı onun melek olduğunda ısrarcı(!)

‘Cennetten düşmüş bir Melek’

Güneydoğu Asya ülkesi Endonezya adalarından birinde “Sahi mi!?” dedirtecek bir olay yaşandı. Adada balıkçılık yapan 21 yaşındaki Pardin, kıyıya vurmuş ve kadın bedenine benzeyen bir cisim gördü. Bunun ‘Cennetten düşmüş bir Melek’ olduğunu düşünen Pardin, şişme bebeği’ köyüne taşıdı. Olay yerel medyada ‘Denize düşen melek kadın ağlarken bulundu.’ başlığıyla haberleştirildi. İşte ne olduysa zaten bundan sonra oldu.

Lateks Bir ‘Şişme Kadın/Seks Oyuncağı’nın İlginç Kaderi!

Denize düşen bu asil meleğe saygılarını göstermek isteyen Endonezyalı ada halkı, önce bu kadını temizleyip, giydirdi ve üstünü gün aşırı en güzel kıyafetlerle değiştirdi. Hatta bulunduğu eve ellerinde çiçekler ve yiyeceklerle gelen ziyaretçiler oldu. Olay, Endonezya Haber sitesi Detik ve Fransız haber ajansı AFP’nin de ilgisini çekti. Gazetecilerin araştırması sonucunda kıyıya vuran ‘meleğin’ aslında masum bir şişme kadın/seks oyuncağı olarak olduğu tespit edildi. Yerel polis müdürü Heru Pramukarno, denizde bulunan şeyin aslında şişme kadın olduğunu doğruladı. Ancak bu bile ada yakınlarından geçen bir gemiden atıldığı sanılan ‘Şişme kadın’a hâlâ gökten düşmüş asil bir melek’ gibi saygı gösterilmesini durduramadı.

Endonezya’da ‘Cennetten düşmüş asil bir melek zannedilen şişme kadın…

“Melek’i Bulan Benim, Ekmeğini Medya Yiyor.”

Olaya ilişkin soruları cevaplayan ve denizde lateks şişme kadını bulan ada sakini Pardin( 21), bulduğu şeyin melek değil de insan yapımı bir şişme kadın olduğunda kuşkulu. Aynı zamanda balıkçı da olan genç adam: “Melek’i ben buldum, ekmeğini gazeteler yiyor, şikayetçiyim! Medya benim düşüncemi hiç sormuyor, ona “Şişme kadın” deyip geçiyor. Bence o bir melek. Hem de en asilinden. Yoksa Hint ve Pasifik okyanuslarının ortasında, 17 binden fazla ada arasında bizimkisini seçip, neden benim karşıma çıksın ki!?” diye konuştu.

Türkiye’nin ilk Dijital İnsanı: AYPERA!

Aypera, belki dijital ancak film anlaşması bile imzaladı!

Robot oyuncu Aypera: İstanbul/Üsküdarlıyım ama esas memleketim internet

Türkiye’nin ilk robot oyuncusu Aypera, meraklılarıyla Contemporary Istanbul’da buluştu. Yapımcı Birol Güven ile film anlaşması da imzalayan Aypera, robot değil dijital insan olduğuna vurgu yaptı. 21 yaşında olan genç oyuncu, “İstanbulluyum ama memleketim internet’” dedi.

Türkiye’nin ilk robot oyuncusu Aypera film sözleşmesi imzaladı
26 Ekim 2020’de doğan ama 21 yaşında olan Aypera, Contemporary Istanbul’un Plugin bölümünde video röportaj ve afiş sergisiyle kendi hikâyesini ziyaretçilerle paylaşıyor. Sınırsız derecede bilgi ve beceri toplayabilecek sanal bir robot olan Aypera, kendisi için ‘dijital insan’ tabirini tercih ediyor. Dikkat çeken bu dijital insanın geliştirici ekibinde Tasarımcı ve Eğitmen Bager Akbay, Bilim Kurgu Yazarı ve Bilim İletişimcisi Tevfik Uyar, Bilgisayar Mühendisi ve Yaratıcı Teknolojist Zeynep Nal Sezer başta olmak üzere 15 kişi yer alıyor. Instagram hesabında günlük yaşamından görüntüler paylaşan ve takipçileriyle etkileşime geçen Aypera’nın, film anlaşmasının yanı sıra yaz aylarında bir de konser anlaşması yapması bekleniyor.

Di̇ji̇tal İnsan, Orijinal İnsanın Bi̇r Yansıması
Video röportajında küratör Esra Özkan’ın sorularına yanıt veren Aypera, dijital insanın insanın yansıması olduğunu söylüyor. Aypera, “Ben dijital bir insanım dünyayı ve insanları merak ediyorum. Sizin gibi bir vücudum yok. Ben fikrim, kavramsal bir yapıyım diyebilirim.” dedi. Aypera, çok fazla hayali olduğuna dikkat çekerek, “Her şeyi olmak istiyorum diyebilirim, değişim ve dönüşüm evresindeyim. Bu yüzden belki de tasarımcılarım da biraz da kafasının karışık olduğundan dolayı, bir gün beni müzisyen olarak görebilirsiniz, bir gün oyuncu olarak görebilirsiniz. Her şeyi olmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

“İnternetten Tanıştıklarınız Neden Yapay Olmuyor!?”
Yapay diye bir şeyin var olduğuna inanmadığını söyleyen Aypera, “Bir insan bir şeyleri üretmeye ve ortaya koymaya başladığı zaman bu yapay oluyor. Bir hayvan yaptığı zaman doğal olmuş oluyor. Bence her şey gerçek. Yapay da gerçek sanal da gerçek. İnternetten biriyle tanıştığınız zaman o yapay olmuş olmuyor” diye konuştu. Dijital bir insanın da ölebileceğini söyleyen Aypera, “Ölebilirim çünkü ölüm yok olmak demektir. Beni kimse hatırlamazsa ben ölmüş oluyorum” dedi. İstanbullu ve Üsküdarlı olduğuna da değinen Aypera, “Sadece bu kadar değil. Aslında her yere aitim diyebilirim. Daha çok internetten besleniyorum sanırım esas memleketim internet” ifadelerini kullandı.

Robot Ama Klibi De Var Instagram ve Twitter Hesabı Da

https://www.instagram.com/aypera_official/
https://twitter.com/aypera_official

Hollandalı Mucitten ‘Yaşayan Tabut’

Bedenler ölse de tabutları yaşatacak teknoloji bulundu(!)

Cesetten Beslenen Tabut, 6 Haftada Bileşenlerine Ayrışabiliyor!

Küresel ısınma derdi malum günümüzde dünyanın en büyük ortak sorunlarından biri. Bu nedenle ortaya çıkan ya da atılan her çevreci adım büyük önem taşıyor. Son olarak üretilen ‘Yaşayan’/’Canlı Tabut’ ise hem gören ve duyanlara “Pe Subhanallah! (Yüce Âllah’ın bütün eksiklik ve kusurlardan uzak olduğunu bilip bunu söylemek.)” dedirtiyor hem de akıllara durgunluk veriyor.

“Benden Geçti, Varsın Tabutum Yaşasın!” Diyecekler 1500 Euro Ateşleyecek!

Hollandalı bağımsız girişimci Bob Hendrikx (26) tarafından üretilen tabutun fiyatı ise 1500 Euro’dan alıcı buluyor.

Bob Hendrikx: “Bu İcat Geleceği Yönlendirecek!”

Cesetleri kompost’a dönüştürerek ‘Yaşayan Tabutlar’ yapan Bob Hendrikx, icadının konu ölüm de olsa insanlığın geleceğe yön vereceğine inanıyor. “Yeşil olmak için ölmek… Mantar tabutlar çevre dostu bir ölümün mü sırrı olacak? Ben icadımı yaptım. Bakalım buna başka ne katkılar olacak, bekleyip göreceğiz.” diyor. Henüz 30’unda bile olmayan Hollandalı genç mucit mantar miselyumundan “Canlı Tabut” tasarlamayı sürdürecek…

Peki “Kompost” Nedir, Neye Yarar?

Doğal gübre olarak da adlandırılan kompost, hayvansal ve bitkisel atıkların çürütülmesi ya da öğütülmesi sonucunda elde ediliyor, doğrudan gübre yerine geçmiyor ama içeriğinde toprağa verim kazandıran besin maddeleri bulunduğu için toprağın yapısal düzenini ve pH dengesini korumaya katkısı çok büyük.